Sahip olduğunuz onca eşyayı düşünün. Bir çırpıda kaç tanesini sayabilirsiniz?
Aklınıza ilk gelen objeler günlük hayatta severek kullandığınız ya da en çok işinizi gören eşyalardır. Birçok eşyanızın varlığını ise çoktan unutmuş olabilirsiniz. Hoşunuza gittiği için düşünmeden aldığınız ama kullanışsız olduğu için çekmecenin birine atıp unuttuğunuz nesneler mutlaka vardır.
Bu noktada Marie Kondo eşyalarınızı gözden geçirmeniz için kategori metodunu uygulamanızı önerir. Her bir eşyayı kendi kategorisinde incelemelisiniz. Sırasıyla incelemenizi önerdiği kategoriler şöyledir: Giysiler, Kitaplar, Kağıtlar, Muhtelif öğeler (komono), Fotoğraflar.
Her kategoriye başlarken evin farklı alanlarında olsa da tüm eşyaları bir araya getirerek elemeye başlamanız önerilir. Örneğin üç farklı dolapta giysileriniz varsa, buna çoraplar da dahil, tüm giyim ürünlerinizi yatağın üstüne yığıp tek tek değerlendirmelisiniz. Sırayla bu metodu tüm kategorilere uygulayın. Bir kategoriden tüm ürünleri bir arada görmek ise size sahip olduğunuz ürünlerin fiziki hacmini de göstermiş olacak. Eşyaları kalacak ve gidecek olarak iki gruba ayırırken “Bu eşya bana neşe, keyif veriyor mu?” diye değerlendirebilirsiniz.
Kathryn Kellogg ise kişisel eşyalarınızı gözden geçirirken dört kategoriye ayırmanızı önerir. Elinde tut, tüket, bağışla ve at. Tüm evinizi alan alan taramanızı, tüm dolapları, çekmecelerinizi elden geçirmenizi söyler.
Eşyaları ayırırken de o eşya ile ilgili hissettiğiniz olumlu bir duygu var mı diye kontrol edin. O eşyanın gerekli olup olmadığı, ne sıklıkla kullanıldığı, size bir değer katıp katmadığı gibi konuları gözden geçirerek o eşyanın kalıp kalmayacağına karar verebilirsiniz.
Sizi heyecanlandırmayan, mutlu etmeyen, size keyif vermeyen nesneleri hayatınızdan çıkartarak ne kadar hafiflemiş hissedeceğinizi hayal edin.
Artık ihtiyacınız olmayan eşyaları diret çöpe atmak yerine dünyaya geri kazandıracak şekilde değerlendirmelisiniz. Yani ihtiyacı olan kişilere bağışlayabilir, çevrenizdekilere hediye edebilirsiniz.
Hediye etme noktasında dikkat etmeniz gereken minik bir konu var. Örneğin size artık olmayan küçük beden bir pantolonu kullanacağını tahmin ederek bir sevdiğinize veriyorsunuz. O sizi kırmamak için kabul ediyor ancak bir türlü kendine yakıştıramadığı için kullanamıyor olabilir. Burada iyilik yaparken karşı tarafta manevi yük oluşturmamak adına dikkatli olmalısınız.
Ayırdığınız eşyaları ikinci el platformlarında satabilir ya da ileri dönüşüm teknikleri ile yeni bir ürüne dönüştürebilirsiniz. Bu sayede yeni kaynakların tüketilmesini önleyerek gözden çıkarttığınız bir ürünün yeniden hayat bulmasını sağlayabilirsiniz.
Eşyalarınıza farklı bir gözle bakmak hayatınızda yapacağınız önemli bir değişikliğin ilk ve en önemli adımı olacak. Ertelemeyin, harekete geçin.